Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünyanın Yükü

Resim
''Kimi soğan bulmaz, kimi bal yutar. Kimi parmağını yalamış gider.'' Aşık Mahzuni Şerif İnsanın başarıya ulaşmasında, izlediği yolda karşısına çıkan engellerin, bunları aşmak uğruna gösterdiği çabanın, çektiği çilenin büyük bir motivasyon kaynağı olduğuna inanıyorum. Ancak, pek çoğumuz en küçük zorlukta yelkenleri koyuveriyoruz. Kendimizi salıp, farklı bahanelere sığınıyoruz. Hatayı ve suçu kendimizde aramayıp kolaya kaçarak farklı faktörleri/kişileri suçlama kolaycılığına kaçıyoruz. Oysa ki insanlık tarihinde adını başarılılar hanesine yazdıran kişiler çektikleri zorluklara rağmen yılmayan, mücadeleden kaçınmayan kişiler olmuştur. Geçtiğimiz günlerde çalıştığım işyerine işitme engelli babası ile gelen küçük bir kız çocuğunu, konuşmalarındaki, kendindeki olgunluğu görünce aklıma yaşadığımızı zannettiğimiz zorluklar geldi. Bu konu üzerine bir müddet kafa yordum. İşitme engelli babasına tercüman olan kız çocuğuyla ettiğim sohbette onu öylesine hayranlıkla seyrettim ...

Kalp Medeniyeti

Resim
''Bir kez gönül yıktın ise, o kıldığın namaz değil.'' Yunus Emre Bazen insanın okuduğu bir tek söz hayatı sorgulatır, gündelik yaşantısı hakkında uzun uzun düşündürür. Yunus Emre'nin yukarıda yer bulan mısralarını bilmeyen azdır zannediyorum. Ancak, kaçımız hayatlarımızda bu sözün derin anlamlarını esas alarak bir bakış açısı geliştirebiliyoruz, orası muamma. Bir değişim önce kişinin kendisinde başlamalı, kendi bakış açısını değiştirebilen, farklı gözle görebilen insanlar hayatlarını daha anlamlı kılarlar. O nedenle, bazen durup kendini dinlemeli, ben neredeyim, neler yapıyorum diyebilmeli. Ancak o zaman daha iyi bir insan olma yolunda ilerleyebiliriz. Dayanışmanın, bütünleşmenin yok olmaya yüz tuttuğu, bencilliklerimizin arttığı bir çağda kalplerimiz de kirlenmekten payını aldı ve almaya devam ediyor. Rekabet temelli yaşam düzeni insanları en iyi, birinci, lider olmaya yöneltirken amaca giden yolda her şey mübahtır düşüncesini ilke edinen kesimler kalbi du...

Cilalı İmajlar Devri

Resim
''Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri.'' Değişim olgusunun hayatlarımıza yön verdiği ancak bunun yanında gelişimin, kalkınmanın gün geçtikçe düştüğü bir çağda yaşıyoruz. Yaşadığımız çevrelerde, eğitim hayatlarımızda, iş hayatlarımızda amansız bir değişim var. Her gün yeni gelişmeler oluyor, yeni ürünler üretiliyor, yeni bilgiler ortaya koyuluyor fakat insan ruhu ise tam aksine körleşiyor. Bu çerçevede var olduğumuz düzene farklı bir açıdan bakmakta yarar olduğuna inanıyorum. Kendi özelimde çocukluk döneminden bu yana yaşadığım çevreyi düşünüyorum da ne kadar baş döndürücü bir değişim süreci geçirmişiz toplum olarak. Eskiden herkes üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerde iken ekonomik düzende meydana gelen adaletsiz gelir dağılımı, emek-sermaye dengesinin bozularak zengini daha zengin, yoksulu daha da yoksul kılmasının neticesinde insanlarda geri dönülemez bir kültürel ve ahlaki erezyon baş gösterdi. AVM kültürü, sosyal medyanın hayatlarımıza hakimiyeti bizleri çık...

O Gemi Bir Gün Gelecek

Resim
'' Bir umuttu yaşatan insanı...'' Bulutsuzluk Özlemi, Sözlerimi Geri Alamam Yaşamak umut etmektir, insan umut ettikçe yaşar. İnsanlık tarihi bunun örnekleriyle doludur. Misal, Sabahattin Ali cezaevinde yatarken ''Görmesen bile denizi, yukarıya çevir gözü, deniz gibidir gökyüzü, aldırma gönül, aldırma.'' diyerek umut ederek dayanmamış mıdır cezaevine? Umut etmek insanı hayata bağlar. Size umudun nahif simgesi İsmail Abi'den bahsetmek istiyorum. Her ne kadar klişeleşmiş ve anlamı idrak edilmeksizin ''O gemi bir gün gelecek Mecnun'' geyiğine heba edilse de umudun ve insanlığın simgesidir İsmail Abi. Hayatta başarımızı, başarısızlığımızı, dostluklarımızı, ilişkilerimizi bakış açılarımız, yaşantılarımızdan edindiğimiz deneyimler anlamlı kılar. Bazen bir kitaptan çok şey öğreniriz, bazen bir insandan, bazen de hayali bir karakterden. İsmail Abi benim için nahifliğin ve çocuksu duyguların simgesidir. Annesi tarafından terk edilen, babası...

İnsan İnsanın Yurdudur

Resim
''Sen sana ne sanarsan, ayruğa da onu san.'' Yunus Emre, Yunus Emre Divanı Toplumsal yaşamın temelini oluşturan insanların insani niteliklere, erdemlere sahip olması düzgün bir toplumsal yaşayış için oldukça önemlidir. Yaşadığımız çağda ve 80 sonrası iyice artan emperyalist akımla insanı bencilleştiren, kendinden başka hiçbir şeyi dikkate almamasını öğütleyen bir sistem süregelmiştir. Bu nedenle de insanlar günden güne daha mutsuz, umutsuz, tatsız tuzsuz bir yapıya bürünmüştür. Bu noksanını gidermek adına da tüketim endüstrisinin kendisine sunduğu gösterişli metalara hücum etme yolunu seçmişlerdir. Bunun da insanı doyurmadığı, tatmin etmediği gerçeği ile psikolojik problemlerde dikkate değer bir artış devam etmektedir. Tüm bunlar dikkate alınınca insanın daha iyi bir dünyaya, yaşantıya kavuşmak adına radikal dönüşümler yapması, zihin yapısını değiştirmenin önemi ortaya çıkmıştır. İnsan, bu dünyaya sadece bencilce ihtiyaçlarını gidermek, başkalarının ruhlarını yok sa...

İncelikler Yüzünden

Resim
''Ah, kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya.'' Gülten Akın, İlkyaz Sürekli bir koşuşturma, bir şeylere, bir yerlere yetişme şeklinde geçen hayatımız boyunca insana dair nitelikleri ne kadar çok ihmal ediyoruz. İhmal ettiğimiz şeylerin başında da incelikler geliyor. İncelik, ince davranış gösterme, kibarlık, zerafet ve nezaket anlamına gelmektedir. Yaşadığımız çevreye, günlük hayatlarımıza bir bakıyorum da ne çok unutmuşuz bu değerleri. Bunları gördükçe üzülmemek elde değil. Çevremizde bulunan bir kimseye en son ne zaman güzel bir söz söyledik, nazikçe teşekkür ettik. Bunları görüp kendimizi bir düşünce süzgecinden geçirmekte yarar olduğuna inanıyorum. İki kapılı bir handa geçen ömrümüzde incelikler mühimdir. Hayata anlam katar, insana insan olduğunu hatırlatır. Bu yüzden incelikleri gözden kaçırmamak, nezaketi ve zerafeti olabildiğince korumakta yarar var. Konunun başlığını koyarken aklıma Sertab Erener'in harikulade şarkısının sözleri geldi: '...

Sahip Olmak ya da Olmak Üzerine

Resim
''Sahip oldukların, sonunda sana sahip oluyorlar.'' Dövüş Kulübü Günümüz tüketim toplumunda insanların çoğu kendisini sahip olduğu maddeler (ev, araba, mal mülk, statü vb.) üzerinden tanımlamaya çalışıyorlar. Mala, mülke, eşyaya sahip olmakla hayatını anlamlandırabileceğine inanan, en nihayetinde bu sahip olmaya çalıştığı maddelerin esiri olan insanların sayısı azımsanamayacak ölçüdedir. Bu sahip olma çabası neticesinde kişiliğini kaybeden, ihtiraslarına yenik düşen insan sayısı günden güne artıyor. Endüstriyel din olarak ifade edilen tüketim toplumunun evde, sokakta, bilgisayar başında, kısacası her mecrada bizlere dayattığı sahip ol, daha fazlasını elde et, sen daha iyilerine layıksın gibi sloganlar beynimize hükmetmeye, bizi bizden almaya devam ediyor. Bu sonu gelmek bilmeyen kısır döngü neticesinde birçoğumuz ihtiyacımızdan daha fazla tüketmeye, eşya istiflemeye, bencilliğe yenik düşüyoruz. Sahip olmak meselesi insanın belki de bu dünyadaki en büyük imtih...

Kendine Saygı Üzerine

Resim
'Ben adını verdiğin sırlarla dolusun.'' Paul Valery Saygı, bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet anlamına gelmektedir. Bu kavramdan hareketle saygının özünü sevgi ve ihtiram meydana getirir diyebiliriz. Yaşadığımız toplumda mevki, makam ve statü gözetmeksizin pek çok insanın başkalarına karşı saygılı davranmakta pek dikkatli olduklarını söyleyemeyiz. Çünkü, öncelikle kişi kendisini tanımıyor ve sevmiyor., aynı zamanda kendini saymıyor. Kendisine olan sevgisinin ve saygısının yansıması olarak da karşısında bulunan insanlara saygısızca davranabilmektedir. Bütün bunlar üzerine düşünürken ve kafa yorarken Christophe Andre ve François Lelord'un Kendine Saygı (İletişim Yayınları, 2019) kitabına denk geldim ve özümseyerek okumaya gayret ettim. Kitaptan kısaca söz etmenin yararlı olacağını düşünüyorum. Kitap üç ana bölümden meydana geliyor. Yazarlar, birinci bölümde kendine saygınız var mı diye sorarak okuru ke...

Başlarken

Resim
''Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir.'' Sabahattin Ali Nasıl başlamalı? Aşkla, şevkle ve istekle başlamak gerek diye düşünüyorum. Kendimi bildim bileli hayatta her zaman okumaya, araştırmaya ve incelemeye meraklı biri oldum. Bunu da olabildiğince sürdürmeye gayret gösterdim. Okumaya bu nedenle sıkı sıkıya bağlandım ve elimden geldiği kadar bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmenin peşinde oldum. Ancak, zaman geliyor ve insan aktarmak, paylaşmak istiyor. Yazmanın büyüsüne kaptırıyor kendisini.  Yazmak Üzerine Düşündüklerini bir yere aktarmak, birileriyle paylaşmak her daim bana cazip gelmiştir. Her şeyin gelip geçici olduğu bu dünyada düşündüklerimiz ve bunları hayatımıza aktardığımız kadar varız belki de. Bu nedenle. bundan böyle aklımda yer edinen meseleleri, okuduğum kitapların incelemelerini ve birçok hususu buradan paylaşmaya çalışacağım.  https://twitter.com/ystuncer