Korona Günlerinde Hayat
Öncelikle merhaba, uzun zamandır hayat telaşı, bitmeyen işler, okunan kitaplar, izlenmesi gereken tiyatro oyunlarıyla, filmlerle, dost sohbetlerinde geçen günlerin döngüsü içerisinde yazmak eyleminden uzak kalmıştım. Her zaman aklımın bir köşesini kurcalayan, kafamda yer edinen konular olsa da kaleme dökme noktasında eyleme geçememiştim. Bugünler, bunlar için önemli bir fırsat. Öyleyse başlayalım.
Çin'de başlayan Covid-19 salgını ülkemizi de etkisi altına aldı, bunun da beraberinde getirdiği süreçte hayat olağan akışının dışına çıktı. Çocuklar okula gidemiyorlar, pek çok işyeri kapalı, hastaneler, eczaneler insanlarla dolu halde. İnsanca yaşamanın pek güç olduğu ülkemizde ekmek kavgası veren insanlara bir de hayatta kalma, hasta olmadan bu süreci atlatma kaygısı/korkusu eklendi. Özellikle, yaşamak için çalışmaktan başka bir çaresi olmayan, kimi kesim gibi neşesi yerinde olmayan, krizi fırsata çevirme imkanı bulamayan insanlar için zor günler başladı ve zorlukların derecesi artarak devam ediyor.
Yıllardır insanı, insani değerleri, duyguları dikkate almamakta ısrarcı olan, insanı bir makine gibi gören vahşi kapitalizmi yaygın bir virüs biraz dizginledi ve insana yönelik önlemler almak zorunda bıraktı. En büyük değerin para olduğu, paran kadar değerlisin düşüncesinin hakim olduğu neoliberal anlayış sosyal devlet ilkesi doğrultusunda kararlar almak zorunda kaldı. Tabii, bunda da insan sağlığından çok sağlık sisteminin çökmemesi, hastanelerin bu kadar yükü taşıyabilecek olmaması da çok önemli bir etken oldu.
Krizi fırsata çeviren materyalist düşünce yapısına zıt olarak bizler de, yani orta sınıf, emekçi kesim olarak almamız gereken bazı dersleri çıkartarak kendi adımıza ilerleyen döneme dair önlemler alabiliriz. Kendi penceremden bakacak olursam edinebileceğimiz dersleri şu şekilde sıralayabilirim:
1. Toplumsal dayanışmanın, işbirliğinin önemini daha çok idrak edebiliriz. Bunun bizlerde yarattığı farkındalık ile beraber vurdumduymazlıktan, neme lazımcılıktan, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyetinden sıyrılmamız mümkün hale gelebilir.
2. Kurduğumuz ailevi ve sosyal bağların değerini daha çok anlayabiliriz. Bitmek bilmeyen hayat telaşı içerisinde ihmal ettiğimiz bu bağlara daha sıkı bağlanarak ilişkilerimizi perçinleyebiliriz.
3. Empati duygumuzun gelişmesi için, başkalarının da acılarını, çektiği zorlukları görmemiz, onlara kayıtsız kalmamak için çok önemli bir imkan doğdu. Malum, dışarıda hayat bir şekilde devam ediyorsa bunu devam ettiren kişiler var. Hastanelerde canla başla mücadele eden sağlık personeli, eczane çalışanları, bu ilaçları/malzemeleri tedarik edenler, marketlerde çalışanlar, o marketlere ürün sevkiyatını yapanlar, onları üretenler, para döngüsünü sağlayan finans sektörü çalışanları, toplu taşıma araçlarını kullananlar, o araçları, sokakları, okulları, ibadethaneleri dezenfekte etmek için çabalayan işçiler ve adını anamadığım pek çok kişi. Her birimiz kopmaz bir zincirin halkalarıyız, bunları görmemiz, insana insan gibi muamele etmemiz ve gözümüzü açmamız için değerli bir şans. Bu sayede hakkı tutar, kaldırırız belki de kim bilir?
4. Satın almak, tüketmek temelinde ilerleyen hayatlarımızı değerlendirmemiz ve yeni bakış açıları geliştirmemiz için çok önemli bir imkan. İhtiyacından fazlasına sahip olmakla içsel boşluklarımızı dolduramayacağımızı fark edebiliriz.
5. Her yere kuleler, apartmanlar, alışveriş merkezleri dikerek doğayı, hayvanların yaşam alanını, çocukların oynayabileceği alanları talan eden insanlar yıkarak değil gönüller yaparak, bizden başkasının da var olduğunu anımsayarak yaşama imkanı elde edebilir. Materyalist dünya anlayışından arınmak için daha değerli bir imkan göremiyorum.
6. Sosyal mesafeyi koruyarak yaşamayı bir nebze hayata geçirebildiğimize göre fabrikalarda, madenlerde, ofislerde dip dibe çalışan, toplu taşıma araçlarında balık istifi gibi gidip gelen insanlara daha insani bir yaşama ve çalışma imkanı sunmamız ve buna yönelik çalışmalar yürütmek için güzel bir fırsat. Bunu fark edip bu yönde önlemler almalı.
Her olay, her durum bir derstir bakmasını ve görmesini bilenlere, işitip görebileceğimiz, gerçek manada paylaşabileceğimiz sağlıklı günlerde var olmak umuduyla.
Sevgi, saygı ve muhabbetle.
Günümüz insanına son derece bilinçli mesajlar veren harika bir yazı. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilGüzel düşünceleriniz ve nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
Sil