İnsan Ne ile Yaşar?
İnsan, çözülmesi zor bir denklem. İnsan, okudukça bitmek bilmeyen bir kitap. Bazen yapan, bazen yıkan, bazen kuran, doğaya meydan okuyan, kendinden başka bir varlığa yaşam hakkı tanımayan da insan.
İnsan, dünyaya gelmekle ana rahminin güvenilir alanından çıkarak dünyaya varoluş sancısıyla doğar. İnsanın doğarken ağlamasının sebebi de budur. Bu nedenledir ki varoluş sancısını dindirmek adına ilelebet bir çaba içerisinde geçer insanın ömrü. Kimimiz iyi bir ilişkiyle, kimimiz alıp tüketmekle, kimimiz kendimizi bir performans öznesi gibi sergilemekle, kimimiz de mevki/makam ve güç ile bu sancımızı dindirme ve/veya azaltma yolunu tercih ederiz. Hep ararız, kah buluruz, kah kayboluruz. Bazen düşeriz, daha kuvvetli kalkma çabası içerisinde oluruz.
İnsanın olduğu yerde tek bir doğru yoktur, insan yaşadığı çevre, ailesi, mizacı ve eğitimi gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle yaşayıp öğrenerek, tecrübe ederek kendince doğrusunu bulur, o seçtiği yolun yolcusu olur. Yaşamak, aramaktır. Her arayan bulamaz ama bulanlar da arayanlardır. O nedenledir ki kendini bilen/bilmeye çalışan bir kimse ömür boyu bir arayış içerisinde geçirir vaktini.
Dünya değişiyor, daha kısa bir zaman öncesine kadar çok önem verdiğimiz şeylerin pek çoğunu şu anda yapamıyoruz. İnsanlar gerçek manada bir yaşam mücadelesinin içerisinde. Olaylar insanın gözünü açmalı, insan bir bilinç ayıklığı ile hayata bakmalı. Hırsıyla, ihtirasıyla dünyaya istediği şekli verebileceğini sanan kibir abideleri bu yaşananlardan dersler alır mı bilmem yine de bir nebze gözümüz açılsa çok faydalı olur.
Eski Tüfek adlı şarkıda geçen bir söz vardı: ''Bir insan ömrünü neye vermeli, para mı, onur mu kaç dikenli yol.'' Yaşarken binbir türlü dikenli yollardan geçeriz. Önemli olan o geçtiğimiz dikenli yollardan edindiğimiz derslerdir. Güçlünün, söz sahibinin yaltakçısı mı olacağız, güçsüzün, masumların, sesi çıkmayanların sesi mi olacağız, bu soruya vereceğimiz yanıt belki de daha anlamlı bir yaşam sürmemizin anahtarı olacak.
Sahi, insan ne ile yaşar?
Bu soruyla yazı konusunu oluşturmama önayak olan sevgili Filiz Hallıoğlu'na teşekkür ederim.
Sevgi, saygı ve sağlıkla kalınız.
Yorumlar
Yorum Gönder