Sahiden Hikaye - Halden Anlamak
Yaşamlarımızda nice insanlar görür, tanırız, kimileri derler ki beni anlayan yok, halimi bilen yok. Anlaşılmamaktan muzdaribizdir ancak anlamaya da çok çalışmayız. Sohbetlerimiz diyalog şeklinde değil de daha çok monolog şeklinde ilerler. Halbuki, önce anla ki sonra anlasınlar seni, dinlemek bir sanattır. İnsan olmak ise halden anlamaktır, halden anlayan insan dünyayı farklı boyutta yaşar.
Yunus Emre ''Bir ben vardır, benden içeri'' der, muhatabımızın içinden geçenleri anlamaya çabalamak, söyledikleri kadar söylemediklerine de odaklanmak gerekir. Başkasını görmek kendi iç sesimize de kulak vermek gibidir. Başkasını tanıdıkça kendimizi daha iyi tanırız, zaman zaman içimizdeki çocuğa da döneriz. Anlaşmak için anlamak gerekir.
Çalıştığım işyerine her gün muntazaman aynı saatte gelen bir abi var, akli melekeleri yerinde değil, hayatın dışına itilmiş, örselenmiş, önemsenmemiş bir birey. Saatlerimiz 14:30'u gösterince o abiyi göremezsem bir eksiklik hissederim, gözlerim onu arar. Onun saati pek şaşmaz, hep o saatlerde olması gereken yerdedir. Sırasını alır, telaşlı telaşlı beklemeye koyulur, yanıma doğru gelir, uzun zamandır gelmeyen, gelmesi de pek mümkün olmayan parasını sorar, o paranın hiçbir zaman gelmeyeceğine emin de olsam her seferinde ekranımdan sorgular bakarım, hiç başımdan savmam. Hadi git işine demem, onun o olmayacak umuduna bir darbe de ben vurmak istemem.
''Harabat ehlini hor görme Zakir, defineye malik viraneler vardır'' der Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri. Hor gördüğümüz, önemsemediğimiz o insanlar o hallere neden gelmiştir, hangi acıları çekmiştir, bunları da görmek, düşünmek gerekir zannımca. Bakmasını, görmesini bilen insanın karşısına hayat bir sürü ders alma imkanı çıkartır. O hor görülen insanlarda kim bilir ne sırlar gizlidir.
Her gelişinde sorarım, nasılsın abi, iyi değilim der, hastayım, şekerim yükseldi, yardımımı alamadım der içini döker. O suskun adamı konuşturmak, içinden geçenleri dile döktürmek benim için bir sevinç kaynağıdır. Acıya derman olamasak da anlamak, görmek gerek.
İnsanı diğer canlılardan farklı kılan özelliklerin başında tahayyül etme yetisi gelir. Hikayelerimize sahip çıktığımız kadar, başkalarının dertlerine dertlenebildiğimiz kadar insanız belki de. Günümüzde türlü türlü psikolojik rahatsızlıkların pençesinde olan insanın belki de en çok halden anlamaya ve bununla beraber bağ kurmaya gereksinimi vardır.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalınız.
Yunus Emre ''Bir ben vardır, benden içeri'' der, muhatabımızın içinden geçenleri anlamaya çabalamak, söyledikleri kadar söylemediklerine de odaklanmak gerekir. Başkasını görmek kendi iç sesimize de kulak vermek gibidir. Başkasını tanıdıkça kendimizi daha iyi tanırız, zaman zaman içimizdeki çocuğa da döneriz. Anlaşmak için anlamak gerekir.
Çalıştığım işyerine her gün muntazaman aynı saatte gelen bir abi var, akli melekeleri yerinde değil, hayatın dışına itilmiş, örselenmiş, önemsenmemiş bir birey. Saatlerimiz 14:30'u gösterince o abiyi göremezsem bir eksiklik hissederim, gözlerim onu arar. Onun saati pek şaşmaz, hep o saatlerde olması gereken yerdedir. Sırasını alır, telaşlı telaşlı beklemeye koyulur, yanıma doğru gelir, uzun zamandır gelmeyen, gelmesi de pek mümkün olmayan parasını sorar, o paranın hiçbir zaman gelmeyeceğine emin de olsam her seferinde ekranımdan sorgular bakarım, hiç başımdan savmam. Hadi git işine demem, onun o olmayacak umuduna bir darbe de ben vurmak istemem.
''Harabat ehlini hor görme Zakir, defineye malik viraneler vardır'' der Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri. Hor gördüğümüz, önemsemediğimiz o insanlar o hallere neden gelmiştir, hangi acıları çekmiştir, bunları da görmek, düşünmek gerekir zannımca. Bakmasını, görmesini bilen insanın karşısına hayat bir sürü ders alma imkanı çıkartır. O hor görülen insanlarda kim bilir ne sırlar gizlidir.
Her gelişinde sorarım, nasılsın abi, iyi değilim der, hastayım, şekerim yükseldi, yardımımı alamadım der içini döker. O suskun adamı konuşturmak, içinden geçenleri dile döktürmek benim için bir sevinç kaynağıdır. Acıya derman olamasak da anlamak, görmek gerek.
İnsanı diğer canlılardan farklı kılan özelliklerin başında tahayyül etme yetisi gelir. Hikayelerimize sahip çıktığımız kadar, başkalarının dertlerine dertlenebildiğimiz kadar insanız belki de. Günümüzde türlü türlü psikolojik rahatsızlıkların pençesinde olan insanın belki de en çok halden anlamaya ve bununla beraber bağ kurmaya gereksinimi vardır.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalınız.
Yorumlar
Yorum Gönder